GÜNÜBİRLİK ÇANAKKALE GEZİSİ


Çanakkale denilince içimizi hem hüzün kaplar hem de sevinç...Hüzün kaplar; çünkü cephede binlerce vatan evlâdını şehit verdiğimiz için...Sevinç kaplar; çünkü dünyanın en güçlü donanmalarına, Çanakkale'nin geçilmez olduğunu gösterdiğimiz için...

Çanakkale zaferimizin yıldönümü vesilesiyle ben de bugün sizlere bir gezginin heybesinden 30 Nisan 2016 tarihli Çanakkale gezisini anlatmak istiyorum.

Çanakkale Şehitliği'ni gezmek için ilk önce feribot ile Çanakkale'den Gelibolu Yarımadasına geçiyoruz. Yarımadaya geçtikten sonra ilk durağımız Namazgah(Azepler Camii) oluyor. 

Namazgah, sefere çıkan Azep erlerinin (denizci savaş erleri) topluca namaz kılmaları için yapılan yer. Namazgah'tan sonra ise hemen yakınında bulunan Bayraklı Baba'yı ziyaret ediyoruz.


Asıl adının Karacabey olduğunu öğrendiğimiz Bayraklı Baba, Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı ordusunda sancaktar olarak görev yapmış. Bayraklı Baba'yı da ziyaret ettikten sonraki durağımız Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi oluyor.

Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, 2012 yılında hizmete açılmış. Tanıtım merkezi, Çanakkale savaşının anlam ve öneminin daha iyi anlaşılabilmesini sağlıyor. O yüzden Gelibolu yarımadası Milli Parkına gelindiğinde ilk olarak gezilmesi gereken yerlerden biri olduğunu düşünüyorum.


Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi'nde duvarlara yazılmış düşman generallerin sözleri dikkatimi çekiyor:

"Çok cesur harbeden, iyi sevk ve idare edilen asil Türk ordusu karşısında bulunuyoruz"                                                                                                                      İngiliz General Ian HAMİLTON

"Türkler Çanakkale'yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısında adeta bir kale gibi dikilmişlerdir." 
                                                                                                                                                                                Winston CHURCHILL

Generallerin bu sözleri bile, şehitlerimizin Çanakkale'de nasıl bir kahramanlık gösterdiklerini, nasıl bir destan yazdıklarını bize gösteriyor. 


Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi müzesini gezdikten sonra sırada Şehitler Anıtı var. 1960 tarihinde açılan bu anıt, Çanakkale Boğazı'nın ucunda, Morto Koyu önündeki Hisarlık Tepe üzerinde yer alıyor.



Şehitler Anıtı'nı gezerken her memleketten binlerce şehiti düşünüyor ve Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un şu mısralarını mırıldanıyoruz:

"Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!"

Burada içimizi hüzün kaplıyor ve tüm şehitlerimize dualar ediyoruz ve hepsini rahmetle, minnetle anıyoruz.



Şehitler Anıtı'ndan sonraki durağımız ise Seyit Onbaşı oluyor. Seyit Onbaşı, Çanakkale savaşının seyrini değiştiren büyük kahramanlardan biridir. Mekanizması bozulan topun mermisini sırtına alarak namluya sürmüş, ateşlediği topla İngiliz zırhlısını vurarak savaşın seyrini değiştirmişti.


18 Mart 1915'te müttefik donanması Çanakkale Boğazı'nı geçmek için saldırıya geçtiğinde Seyit Onbaşı, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevliymiş. Saldırı'da yapılan atışlar sonrasında tabyada bulunan topun mermi kaldıran vinci parçalanmış. Bunun üzerine Seyit Ali, tek başına 215 kilo ağırlığındaki top mermisini kaldırıp topa yerleştiriyor ve attığı bu mermi İngiliz zırhlısı Ocean donanma gemisi, sürüklenerek, Nusrat mayın gemisinin yerleştirdiği mayınlara çarparak batıyor. Böylece bu atış, savaşın da seyrini değiştiriyor.


Seyit Onbaşı'ndan sonraki durağımız ise Namazgah Tabyası oluyor. Boğazın ana savunma birimlerinden biri olan Namazgah Tabyası, Sultan Abdülaziz döneminde yaptırılmış.


Tabyanın korunaklı bir alan ve merkezi bir yerde olması nedeniyle savaş sırasında Cuma namazları burada kılınıyormuş. Namazgah ismini de bu yüzden almış. 



Namazgah Tabyası, günümüzdeki son haline ise, Sultan II. Abdülhamit döneminde kavuşmuş.


Namazgah Tabyasını'da gezdikten sonra tekrar feribotla Çanakkale'ye geçiyoruz ve tarihi yarımada gezimiz burada son buluyor.


Çanakkale'de düşman güçleri kendi donanmalarına o kadar çok güveniyorlardı ki, bir anda ezip geçeceklerini düşünüyorlardı. Fakat vatan uğruna, gözünü bile kırpmadan, canını vermeye hazır olan Mehmetçiği tanıyamamışlardı. 18 Mart’ta nihai hücum için taarruza geçtiklerinde de birer birer boğazın derinliklerine battılar. Ne kadar çok denedilerse de Çanakkale'yi geçemediler çok şükür...Çanakkale zaferimizin yıl dönümü vesilesiyle tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum.



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BOSNA'DA TARİHİ KONJİÇ KÖPRÜSÜ

BOSNA'DA BİR OSMANLI KÖYÜ: "POÇİTEL"

TARİHİ IRGANDI ÇARŞILI KÖPRÜ