BERLİN'DE BİR TÜRK ŞEHİTLİĞİ

Berlin’e bir iş gezisi dolayısıyla günübirlik gitmiştim. Yol arkadaşlarımla birlikte dört kişi özel arabamızla bir gece yarısı Gelsenkirchen şehrinden yola çıktık. Berlin'e kadar gitmemiz gereken yaklaşık 500km'lik bir yolumuz vardı. Yolu kimi zaman konuşarak, kimi zaman uyuyarak (soför hariç tabi) geçirdik. Yolda bazen mola verdik ve bir tanıdığımızın çalıştığı Türk fırınından aldığımız yol erzaklarımızı yedik. Şoförümüz hızlı olduğu için sabaha karşı Berlin’e vardık. Berlin’e vardığımızda ilk olarak Türk Şehitliği’ne gitmeye karar verdik.

Türk Şehitliği
Şehitliğin kapısına vardığımızda hayal kırıklığına uğradık. Çünkü daha sabahın erken saatleri olduğu için kapısı kilitliydi. Biraz bekledik ama çok fazla zamanımız olmadığı için şehitlerimize dualarımızı dışarıdan yaparak oradan ayrıldık. Berlin'de Kreuzberg mahallesinde bulunan bu şehitlik maalesef pek fazla bilinmiyor. Ben de Berlin'e gitmeden önce nereleri gezebiliriz diye internette araştırma yaparken rastladım bu Türk Şehitliğine. Ancak o zaman Şehitlik ile ilgili çok fazla bilgi edinememiştim. Daha sonra Şehitliğin kapısındaki levhadan buranın ikinci Türk mezarlığı olduğunu öğrendim. Bundan dolayı birinci ve ikinci Türk mezarlıkların tarihçesini merak etmiştim. Şimdi Türk Şehitliği'nin tarihçesi'nden bahsetmek istiyorum.

TÜRK ŞEHİTLİĞİNİN TARİHÇESİ

Şu anki Şehitlik, 1866 yılında Sultan Abdülaziz zamanında ikinci Türk mezarlığı olarak kurulmuş. İkinci Türk mezarlığını anlatmadan önce İlk Türk mezarlığından da bahsetmek istiyorum. Çünkü ilk Türk mezarlığının hikayesi de baya ilginç. 3 Haziran 1797`de Devlet adamı, şair ve tasavvuf ehli Giritli Aliz Aziz Efendi, Osmanlı'nın ilk sürekli ve yerleşik sefiri olarak Prusya'da görevlendirilir. 
Giritli Ali Aziz Efendi

Sultan III. Selim Prusya Kralı’na hitaben yazdığı mektupta Berlin’e gönderdiği ilk daimi elçisini şöyle tanıtıyor:

“ ..mârifetleri tecrübeyle sâbit, mertliğiyle mâruf, dürüst ve asîl insanların medâr-ı iftiharı, övülmeye lâyık ve Allah’ın lûtf-u inâyetiyle fazîletli Ali Aziz Efendi’yi.. gerekli yetki ve ödevlerle yüceltmiş bulunmaktayız.”

Ancak Ali Aziz Efendi, 29 Ekim 1798’de Berlin'de vefat eder. Sanırım o zamanki şartlarda cenazenin Türkiye’ye getirilmesi zor olduğundan ya da mümkün olmadığından, dönemin Prusya kralı 3. Friedrich Wilhelm şimdiki şehitliğin birkaç kilometre uzağında, Urban caddesinde, Giritli Ali Aziz Efendi'nin cenazesi için bir mezarlık yeri tahsis eder. Daha sonra Giritli Ali Aziz Efendi'nin yanına, 28 Nisan 1804 yılında vefat eden Osmanlı maslahatgüzarı Mehmet Esat Efendi de defnedilir. Fakat bu iki devlet adamının mezarları zamanla kaybolur gider. Ne kadar da üzücü bir durum. Yıllar sonra 1836 yılında, bir Alman çiftçi, bu küçük Türk mezarlığını bir rastlantı sonucu tekrar bulur. Daha sonraları bu mezarlığa, 1839 yılında vefat eden elçilik katibi Rahmi Efendi, 1853 yılında vefat eden Rasim Efendi adlı bir harbiye öğrencisi ve 1854 yılında vefat eden Aziz Ağa adlı bir Müslüman da defnedilir. 

1866 yılına gelindiğinde dönemin Prusya kralı yeni Türk mezarlığı için daha geniş bir arazi hibe eder. Dönemin Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz’ten de izin alınarak eski mezarlıktakiler Columbia caddesindeki bugünkü yere taşınır. Daha sonra bu mezarlığa, Birinci Dünya Savaşı`nda yaralanarak tedavi için Berlin`e getirilen ve vefat eden Osmanlı subayları da defnedilir ve o günden sonra da bu mezarlığa`Şehitlik` denmeye başlanır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Şehitlikte şu an 220 kadar mezar bulunuyormuş.

1920’li yıllarda şehitliğin ihyasında Osmanlı Büyükelçiliği eski imamı Hafız Şükrü Efendi’nin büyük emekleri ve gayretleri olur. 1985 yıllara gelindiğinde ise özellikle Berlin’de çalışan Türk işçilerin gayretleriyle, şehitlikteki küçük yapı daha da genişletilerek minareli bir cami haline getirilir. Şu an Şehitliğin içinde mezarlık, cami ve bir de anıt bulunmaktadır. Berlin’e geldiğinizde mutlaka bu şehitliğe uğramayı ve şehitlerimiz için dua etmeyi unutmayın derim.

Yorumlar

  1. Bu defa heybeden Berlin Türk Şehitliği çıkmış. Teşekkür ederiz bilgilerden dolayı.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BOSNA'DA TARİHİ KONJİÇ KÖPRÜSÜ

BOSNA'DA BİR OSMANLI KÖYÜ: "POÇİTEL"

TARİHİ IRGANDI ÇARŞILI KÖPRÜ